24 Şubat 2011 Perşembe

Su Kalitesi ve Bilgilenme Hakkı

Su Kalitesi ve Bilgilenme Hakkı

Gürcan Banger

Uzak Doğu’da oluşan depremlerin medyatik rüzgârı artık çok daha hızlı ülke gündemine taşınıyor. Son günlerde Muş ve dolayında oluşan yer hareketleri tekrar deprem konusunu gündeme getirdi. Genel olarak bakıldığında; depremlerin yarattığı korkunun arkasında doğa olayları (özel olarak yer hareketleri) hakkında eksik bilgilenmemiz yer alıyor. Buna bina üretimindeki özensizlik, dikkatsizlik ve ucuzcu niyetler eklenince konunun önemi büyüyor.

Su kenti
Yer hareketleri bağlamında Eskişehir özeline baktığımızda; pek çok yerleşime oranla göre daha ilginç bir durum ortaya çıkıyor. Eskişehir; Sakarya Nehri ve Porsuk Çayı yanında 2-10 metre arasındaki zemin suyu, derin su kaynakları ve termal su imkânları ile ilginç bir yer yapısına sahip… Diğer yandan il içerisinde yer alan (ülkemizdeki diğer örneklere göre daha az canlı olan) fay hatlarının varlığı da eklenince bu ilginçlik birkaç kat daha artıyor.

“Eskişehir’in Şifalı Sıcak Su Zenginliği” kitabımın yazımı sırasında yaptığım çalışmanın bana öğrettiği bir gerçek var: Eskişehir’in su sistemi, bir bileşik kaplar düzenini andırır. Yapılan araştırmalar yukarıda saydığım su kaynaklarının neredeyse tümünün birbiri ile az ya da çok bağlantılı ve geçişli olduğunu gösterir. Diğer yandan yüzeye yakın zemin suyunun varlığı, tarımda ve kullanım suyunda kuyu ve tulumba kullanımını her dönemde yaygın kılmıştır. Kuyular açılarak yeraltı suyunun kullanımı, neredeyse Eskişehir’in yerleşim tarihi kadar eskidir. Tabii, bir o kadar eski olan da, yer altı ve yerüstü sularının kirlenmesi konusudur.

Basit olarak söylersek; Eskişehir’de 2-10 metre dolayındaki alüvyonun altındaki yüzeye yakın su, devamla derinlerdeki kalker tabakanın altındaki derin su olmak üzere iki su katmanı vardır. Söz konusu yeraltı suları Porsuk ve kolları gibi yerüstü akarsuları ile birlikte bir bileşik su sistemi oluşturur. Eskişehir’in merkezindeki ve taşrasındaki sıcak su kaynakları ile değişik yörelerdeki maden suları da bu sisteme dâhildir.

Dağlardaki kaynak suları, yüzeye yakın yeraltı suları ve Porsuk Çayı’nın suyu kimyasal ve biyolojik olarak incelendiğinde bunun büyük bir su sistemi olduğu kolayca görülür. Bu unsurlardan herhangi birisinde oluşan değişiklik, sistematik olarak diğer su kaynak ve depolarına da yansımaktadır.

Özetle; Eskişehir’de yeraltı ve yerüstü su kaynaklarından herhangi birisinin kirletilmesi, kendiliğinden kirliliğin diğerlerine yansıması anlamına gelmektedir. Tarımsal gübreleme, ilaçlama veya endüstriyel atıklar dolayısıyla oluşan toprak kirliliğinin de, Eskişehir su sistemine yansıdığını da unutmamak gerekir.

Yeraltı suyu kirlenmesi
Temiz su, artık değerli ve kıt kaynaktır. Eskişehir’de kuyu açarak yeraltı suyunun kullanımındaki düzensizlik, başıboşluk ve denetimsizlik nedeniyle bu tür suların kirlenmesi konusuna özel bir önem vermek gerekir.

Yer altı suyunun kirlenmesinin en belirgin nedenleri arasında kentsel ve endüstriyel atıkların arıtma yapılmadan çevreye verilmesi oluşturur. Eskişehir’deki su sisteminin karmaşıklığı nedeniyle buna tarımsal ilaçların katkısını da hatırlamak gerekir. Katısı, sıvı veya gaz atıklar çevresel ortama verildikten sonra yerüstü suları veya kanalizasyon sistemi aracılığıyla toprağa ve yeraltı sularına karışır. Eskişehir’de yeraltı suyu ve Porsuk Çayı ilişkisinin kirliliği kolaylaştırıcı bir etkisi var.

Geçmiş yıllarda Eskişehir doğal su sistemi ile kent kanalizasyon sisteminin sızıntıları arasında bir ilişki olduğunu bilmekteydik. Bu durum, başta mide ve bağırsak olmak üzere ciddi düzeyde enfeksiyon riskini taşıyordu. Özellikle geçmişte kullanılan beton esaslı boruların yaptığı sızıntıların yarattığı riski konuyla ilgili pek çok kişinin de hatırladığını sanıyorum. Daha sonra yapılan altyapı yatırımları ile bu riskin azaltılması mümkün oldu.

Bilgilenme hakkı
Vatandaşlar olarak; Eskişehir kanalizasyon sistemi ilgili sayısal değerler ile kent kullanım suyu Eskişehir su sistemi içindeki diğer unsurlarla ilgili kimyasal ve mikrobiyolojik bilgiler kamuoyuna açıklanmadığından yeni durum hakkında yeterli bilgi sahibi değiliz. Yeni Ticaret Yasası, şirketlerin bilançolarını İnternet sitelerinde açıklamalarını zorunlu kılarken, halkın sağlığı ile ilgili yer altı ve yerüstü su kirliliği raporlarını görmek hâlâ mümkün değil. Bunların da ilgili kurum ve kuruluşların yayınlarında ve özellikle İnternet sayfalarında yayınlanması gerektiği kanaatindeyim.

Halk sağlığı konusunda duyarlı kurum, kuruluş ve kişilerin de benzer kaygılar taşıdığı muhakkaktır. İşte size bazı sorunlar: Halen kuyu veya tulumba aracılığı ile kayıtdışı olarak yer altı suyu kullanılmakta mıdır? Hangi kurum ve kuruluşlar yeraltı suyunu hangi amaçlarla kullanmaktadırlar? Bunlarla ilgili kimyasal ve mikrobiyolojik analizler düzenli olarak yapılmakta mıdır? Eskişehir’in genel anlamda su kirliliği ve özelde kullanım suyunun durumu nedir? Eskişehir’de içme suyu olarak pazarlanan suların ve bunların depolandığı ortamların sağlıklılığı düzenli olarak denetlenmekte midir? Bu verilere ilişkin raporlar hangi ortamlarda halkın bilgisine sunulmaktadır?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder