7 Mart 2011 Pazartesi

Sonuna Kadar Delifişeklik

Sonuna Kadar Delifişeklik

Gürcan Banger

Dünyanın ünlü yönetim ve buna bağlı olarak kişisel gelişim düşünürlerinin sıralamasını yapan bir derecelendirme kuruluşu var: thinker50.com iki yılda bir olmak üzere elli isimlik bir yönetim guruları listesi yayınlıyor. 2009 listesinde Kjell A. Nordström ve Jonas Ridderstråle 23’üncü sırada yer aldı. 2007’de “Funky Business Forever” isimli kitapları yayınlandığı sırada dünya sıralamasında 13’üncü ve Avrupa sıralamasında 1’inci sırada yer almışlardı. (Bu sıralar kitapçı raflarında tekrar yer almaya başlayan bu kitap, 2008 yılında “Sonuna Kadar Delifişeklik: Kapitalizmin keyfi Nasıl Çıkar?” adıyla Optimist Yayınları arasında Türkçeleştirilerek basıldı.)

Kjell Anders Nordström 1958 doğumlu İsveçli iktisatçı, yazar ve konuşmacı. Dr. Jonas Ridderstråle ise 1966 doğumlu İsveçli iş kültürü düşünürü, yazar ve konuşmacı. Bu iki uzman genelde çalışmalarını birlikte yapmayı tercih ediyorlar. İş dünyası ve iş kültürü düşünü alanında ABD dışında bir ülkenin vatandaşları olarak dünya çapında isim yapmaları ise konunun bir ilginç yanı… Ne yazı ki, thinker50.com türünde listelerde bizim ülkemizden, üniversitelerimizden veya iş dünyamızdan isimleri görmek mümkün olmuyor.

Aslında iki İsveçlinin kendi alanlarında prim ve isim yapmış olmalarının pek de şaşırtıcı bir yönü yok. Üniversiteler ve sanayi işletmeleri arasında bilgi akışı performansında ve rekabetçilikte dünya dördüncüsü olan İsveç’in uzmanlarının gurular listelerinde yer almaları son derece olağan. Türkiye’nin bilgi akışında 41’inci ve rekabetçilikte 48’inci olduğunu hatırlayıp bu tür disiplinlerde neden marka isimler geliştiremediğimizi kolayca kavrayabiliriz.

Karaoke ve delifişeklik
Dönelim Nordström ve Ridderstråle’ye… Bir TV ekranının üzerinden şarkı sözleri geçiyor ve siz, sözleri göz ucuyla izleyip o şarkıyı seslendiren şarkıcıyı taklit ederek şarkı söylüyorsunuz. Buna “karaoke” adı veriliyor. Temel düşünce, taklit etmek üzerine kurulmuş.

Önce 2000’de “Delifişeklik (Funky Business: Talent Makes Capital Dance)” ve ardından 2003’te “Karaoke Kapitalizmi (Karaoke Capitalism: Management For Mankind)” kitaplarını yazan Jones Ridderstråle ve Kjell A. Nordström iş yaşamına bakışlarını karaoke üzerine biçimlendirmişler. İş yaşamının, şirketlerin birbirlerini taklit etmek üzerine kurulmuş olduğunu söylüyorlar. İddialarına göre otomobil şirketleri, kafeler, TV dizileri, velhasıl herkes ve her kuruluş birbirini taklit ediyor.

İş dünyasının yeni türden filozofları sayılan yazarlara göre; bugünün iş kültürü ortamında gerçek anlamda başarılı olmak, ancak karaokeden (taklitten) uzaklaşarak mümkündür. Özetle; önümüzde uzanan yeni iş döneminde başarılı olmanın yolu özgün olmaktan geçmekte…

Taklitin karşıtı, yenilikçilik (inovasyon) ve yaratıcılıktan kaynaklanan özgünlük… Yeni dönemin başarıları, bu yaklaşıma sahip olan şirketlerin ve işletmelerin olacak.

Müşteri ilişkileri
Yeni iş döneminde şirketlerin başarısı, uzun soluklu olmaları ve müşteriler ile iyi ilişkiler kurmalarına da bağlı olacak. Müşterileri ile birlikte bir aile olmayı becerebilen şirketlerin daha sağlıklı bir yaşam süreci geçirdikleri anlaşılıyor.

Mal veya hizmet satışı sonrasında da müşterilerini izleyen, onları sürekli olarak bilgilendirerek ilişkilerini sıcak tutan şirketlerin başarısı, cep telefonu ve otomotiv sektöründe doğrulanmış durumda.

Yeni Normal
Ridderstrale ve Nordström, Karaoke Kapitalizmi tezlerini “Yeni Normal” adını verdikleri bir başka tez üzerine kuruyorlar. “Yeni Normal”, son 2 yıldır özellikle iş dünyasında sıkça tartışılmaya başlanan bir görüş.

“Yeni Normal” anlayışı, 20’nci yüzyıl ile sona ermiş gibi görünen “alışılmışlıklar” döneminin sonunu işaret eden bir yaklaşım… Günümüzde var olan pek çok toplumda “normal” anlayışının kaybolmakta (hatta kaybolmuş) olduğundan dem vuruyor. Bireylerin, ortalama özellikleri olan mal ve hizmetler yerine farklılaşmış ve özelleşmiş olanlara doğru eğilim geliştirmekte olduklarından söz ediyor. Bir başka deyişle; dün “anormal” kabul edilen, bugün “Yeni Normal" olarak benimseniyor.

Ridderstråle ve Nordström, tabii ki öncelikle ekonomik olarak gelişmiş Batı toplumlarını gözönünde bulundurarak orta sınıfın giderek yok olduğunu, buna bağlı olarak “ortalama / standart” özellikte mal ve hizmetlerin talebinin de düştüğünü ifade ediyorlar. Yaşamın ortası daralırken, insanlar altta veya üstte kendi yerlerini alıyorlar.

Özgün ve yenilikçi olmak
“Yeni Normal” ve “Karaoke Kapitalizmi” tezlerinin pek çok yönden eleştirilebileceğini iddia edenlere katılırım. Özellikle siyasal bir pencereden bakıldığında söylenecek pek çok söz olabilir. Ama sanırım, Ridderstråle ve Nordström’ün “Yarış farklılaştı. Taklitçilikten kurtulun. Özgün olun.” biçimindeki tezlerine siz de katılırsınız.

Bugünün iş dünyasında kalıcı, sürdürülebilir ve katma değerli olabilmek için hem ürün hem ürüne bağlı hizmet hem de iş modeli bazında yenilikçi olmak gerekiyor. Geçmişteki iş ortamında bu saydıklarımdan birisi yeterli olabiliyordu. Bugün ise ürünü, ona eklemlenmiş hizmeti ve iş modelini birlikte yenilemek ve geliştirmek gerekiyor. Artık zor şartları olan bir iş kültürü ortamındayız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder