5 Haziran 2010 Cumartesi

Bir Zamanlar Eskişehir ve Yerleşim

Bir Zamanlar Eskişehir ve Yerleşim

Gürcan Banger

Eskişehir ve çevresinin M.Ö. 10000’li yıllara kadar geri giden yerleşim tarihi konusunda ipuçları var. Örneğin Keçiçayırı olarak anılan yöre bunun örneklerinden birisi. Marmara, Karadeniz, Ege ve İç Anadolu’nun birleştiği nokta olan bu topraklar, her zaman yerleşim açısından ilgi çekmiş. Erken Tunç Çağı (MÖ 3000-2000) ile başlayıp Antik döneme (MÖ 700-500) kadar uzanan süreçte Anadolu’nun önemli yerleşim merkezlerinden birisi olmuş. O çağlarda Mezopotamya’dan başlayıp Avrupa’ya doğru hareket eden uygarlığın Avrupa öncesi izlerini Eskişehir’i içine alan Sakarya – Porsuk Havzası’nda görebiliyoruz.

Sakarya Nehri ve Porsuk Çayı’nın mevcudiyeti yanında termal sıcak su zenginliği ile Eskişehir; Hitit, Frig, Roma, Bizans ve Selçuklu ile Osmanlı’nın ilk döneminde önemli bir yerleşim olarak dikkati çekiyor. Sözünü ettiğim bu dönemlerde Eskişehir’in ilgi çeken bir yerleşim olması, her dönemde bugünkü kent merkezinin odak noktası olduğu biçimde yorumlanmamalı. Değişen dönemlerde bu bölgenin ilgi merkezi (adeta Porsuk’un yatağı gibi) yer değiştirmiş. Örneğin bugün görece küçük bir yerleşim olan Sivrihisar’ın geçmişte bu bölgenin önemli yerleşimlerinden birisi olduğunu biliyoruz. Demircihöyük, Pessinus, Midaion, Dorylaion, Nacoleia gibi eski yerleşimler zamanla değişen yoğunlaşma odakları konusunda bize ipuçları veriyor.

Eskişehir’in antik tarihi ile ilişkilendirilen eski yerleşimlerden birisi Dorylaion’dur. Bugün Şarhöyük olarak bilinen yörede bulunan bu yerleşim; İlk ve Orta Tunç, Eski Hitit ve Orta Frig dönemlerinde insanlar tarafından iskan edilmiş. Bu yerleşimin sözünü ettiğim çağlarda da bir kavşak özelliğine sahip olması ilginç bir olgu olarak söylenebilir. Bir başka deyişle; Eskişehir, bahsi geçen çağlarda da o zamanki yerleşimi itibariyle bir kavşak noktasıdır. Bu yerleşimin yakınında yer alan termal su kaynakları Roma ve Bizans dönemlerinde önemli yapılara, ziyaretlere ve sosyal etkinliklere tanıklık etmiş. Dorylaion’dan ve bölgeden söz eden eski kaynaklar; verimli ovadan, eski adı Tymbris olan Porsuk Çayı’nın balık bereketinden, kalabalık yerleşimden, saray benzeri görkemli yapılar ile doğal su kaynaklarından söz ederler.

Bizans dönemine ulaşıldığında o zamanki adı Justaniapolis olan Sivrihisar’ın öne çıkmaya başladığı gözlenir. Gene Sivrihisar’ın güneyinde yer alan Pessinus, o zamanki adı Nacoleia olan Seyitgazi ve bugün Gümüşkonak adıyla bildiğimiz Germia önemli yerleşimler olarak dikkat çeker.

Bir diğer konu, bu yerleşimlerin önemini artırır. Eskişehir ve bölgesi, pek çok dini organizasyon, yapı ve yerleşime konu olmuştur. Yazılıkaya anıtı ile simgeleşen Attis ve Kibele kültürü, Frig döneminin en önemli sosyal kurumlarından birisidir. Daha sonraki çağda Pessinus, bölgenin en önemli dini merkezlerinden birisi olarak insan yerleşimine destek olur. Bugün Ballıhisar yöresinde yer alan Pessinus yerleşiminde Zeus ve Helios kültünün izlerini bugün de antik kalıntılar olarak görmek mümkün. Roma ve Bizans döneminin Eskişehir bölgesindeki önemli yerleşimlerinin neredeyse tümünde o dönemin dini inanç izlerini bulmak tarihe ilgi duyanlar için ilginç bir serüven olsa gerek.

Bu bölgede yerleşimi etkileyen unsurlardan birisi, 7’nci yüzyılda etkili olmaya başlayan Arap akınları… Eskişehir tarihinde önemli bir figür olarak yer alan Seyyid Battal Gazi öykülerinin bu döneme uzandığını biliyoruz. Tarih araştırmaları, Gazinin 740 yılında Bizans’la Müslümanlar arasında Afyonkarahisar yakınlarında yapılan bir savaşta şehit olduğunu söylüyor. Bu tespitin doğruluğu veya yanılma ihtimali, hiç kuşkusuz Seyyid Battal Gazi’nin Anadolu kültürünün önemli bir figürü olarak önemini ve değerini değiştirmiyor. Gazinin bugün ulaştığı mertebe, Anadolu insanının kendi kültürüne ve değerlerine gösterdiği saygı ve sevginin en belirgin işaretidir.

1000’li yılların başı Türklerin Anadolu’ya gelişlerini simgeler. Bu dönemle birlikte Eskişehir’in tarihinde de (daha sonra sıklıkla) görüleceği gibi bir kırılma yaşanır. (Eskişehir’in yerleşim hikâyesine yarın devam edelim.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder