7 Haziran 2010 Pazartesi

Eskişehir Yerel Kalkınma Platformu

Eskişehir Yerel Kalkınma Platformu

Gürcan Banger

Uzun vadede, belirlenen bir amaca ulaşmak için izlenen yola ‘strateji’ adı verilir. Strateji sözcüğünü içeren ifadelerin sıklıkla kullanıldığı yerler, rekabet kavramını içeren alanlardır. Bu nedenle stratejik planlama; içinde, rakiplere nazaran farklı stratejileri içeren, rekabet avantajı yaratmak sureti ile başarılı olmayı hedefleyen, uzun dönemli planlama olarak tanımlanır. Özetlersek; stratejik planlama ile arzulanan amaç; elde mevcut olan kaynakları en etkili ve verimli olarak kullanmak suretiyle gelecek için belirlenen hedefe ulaşmaktır. Stratejik planlama yaklaşımını ekonomik işletmelerden kamu kurum ve kuruluşlarına, sivil toplum örgütlerinden yerel yönetimlere kadar pek çok kesim kullanır.

Türü ne olursa olsun; bir kuruluş için stratejik planlama olgusu öngörüldüğünde, bu konudaki yetki ve sorumluluğun ‘üst düzey’ yöneticilere ait olduğu söylenegelmiştir. Bir başka deyişle; stratejik planlama söz konusu olduğunda kuruluşun geleceği birkaç yöneticinin oluşturacağı bir plana bağlanır. ‘iyi niyetli’ olan planda da ana fikir, kaynakların ‘etkili ve verimli’ kullanılması şeklinde ele alınır.

20’nci yüzyılın ikinci yarısı ile birlikte yaşamımıza ‘katılımcılık’ olarak ifade edilen yeni kavram girdi. Kent gibi çok sayıda paydaş ve aktörü içinde bulunduran bir yapı için ‘başkan ve adamlarının’ belirlediği stratejik planlar yetersiz bulunmaya başladı. Kentte yaşayan her aktör, bu yerleşimin geleceği hakkında kendi görüşlerinin ve tercihlerinin de doğrudan dikkate alınması ihtiyacını ifade etmeye başladı. Dolayısıyla kentin gelecek tasarımına temel olacak planlar için tek amaçlı olmaktan çok amaçlı olmaya doğru değişim ihtiyacı doğdu. Bu konuyla ilgili bilim ve disiplinlerde birden fazla amacı (paydaş ve aktörü) dikkate alan anlayışa ‘çok amaçlı planlama’ adı veriliyor.

Özetle; bireylerin ve toplulukların özellikle kentlerin ve ülkelerin geleceğinde söz sahibi olmayı öngördükleri bu süreçte planların ‘kaynakları etkili ve verimli kullanmasının’ ötesinde aynı zamanda ‘katılımcı’ olmaları gereği ortaya çıktı. Bu oldukça yeni yaklaşıma ‘katılımcı stratejik planlama (daha genel çerçevede ‘katılımcı stratejik yönetim)’ adını veriyoruz.

Doğal kaynakların ‘sınırsızlığı’ varsayımlarının yapıldığı çağlar çok eskilerde kaldı. Artık mali sermayeden doğal kaynaklara kadar her şey son derece dikkatli, etkili ve verimli kullanılmak zorunda… Bir başka deyişle; gerek ekonomik işletme sahibi gerekse bir kentin yöneticisi olarak kaynakların ‘stratejik’ olarak kullanılması gerekiyor. Bu amaçlı planlı ve bütçeli olmamız gerekiyor. Ama planlama ve bütçelemeyi ‘başkanla adamlarının’ yaptığı ‘başkan – uzman demokrasisi’ de tarihin tozlu raflarında yerini almak üzere… Önümüzdeki dönemde bir kenti oluşturan tüm aktörlerin, paydaşların ve kesimlerin ihtiyaç, istek ve beklentilerini dikkate alan ‘çok amaçlı eniyileme’ yaklaşımına terfi etmek zorundayız. Bu amaca yönelik olarak yöntem ve tekniklerle mekanizmalar (planlama ve yönetme modelleri) geliştirmek durumundayız.

Her zaman şikâyet edegeldiğimiz bir durumu hatırlayın. Kentin kurumlarından birisi asfalt yapar, bir diğeri iki gün sonra doğal gaz borusu veya telefon hattı geçirmek için yapılan asfaltı bozar. Kaybedilen nedir? Etkili ve verimli kullanmamız gereken kaynaklar değil mi? Böylece bir iş için iki kez kaynak harcanmak zorunda kalınır. Yolların bozukluğundan dolayı oluşan çevre zararları ile diğer kayıplar da yanımıza ‘kâr’ olarak kalır.

Bir başka örnek düşünelim. Bir yatırımcı katma değerli olmayan bir yatırım yaptığında veya yanlış yönetim anlayışı nedeniyle kayba uğradığında, gerçekte kayba uğrayan o kent değil midir? Kaybedilen o kentin etkili ve verimli kullanılması gereken kaynakları değil midir? Liberal ekonomi düzeni veya serbest ticaret ilkesi var diye kayıplar için “Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir” diyebilir miyiz? İster özel ister kamusal isterse sivil kökenli olsun; kentin kaybettiği her kuruş, bir bütün olarak o kentin kaybıdır. Bu ve benzeri nedenlerle kaynak kayıplarımızı minimize etmek zorundayız. Elbette merkezi planlı bir ekonomide yaşamıyoruz ama bu durum, herkesin ulusal, bölgesel ya da yerel kaynakları –yanlış seçimleri nedeniyle– çarçur edebileceği anlamına gelmez. Bir kent ekonomisi, hem tek tek ağaçların bireysel özgürlüğünü hem de bu ağaçların birlikte bir orman oluşturma bütünlüğünü gözetmek durumundadır.

Merkezi planlamada tüm kararlar bir merkez tarafından alınır. Düzgün işleyen ekonomik ve sosyal sistemlerde merkezi planlamanın karşıtı ise tam karmaşa (kaos) hali olarak algılanmamalıdır. Örneğin kentler gibi yapılarda merkezi yönetim yaklaşımı olmasa bile; özendirme, teşvik etme, yönlendirme ya da bir vizyon etrafında buluşturma gibi yaklaşımlarla bireysel girişim özgürlüğü ile bütünsel tutarlılık uyumlu hale getirilir. Örneğin ekonomik alanda kişi ve kuruluşlar kaynaklarını yatırıma dönüştürürken, kentin gelecek tasarımına uygun olarak tercihlerde bulunmaya özendirilir.

Yerel kalkınma platformu, kentin geleceğini hem stratejik olmayı (kaynakları etkili ve verimli kullanmayı) hem de katılımcı olmayı (tüm kentli paydaş ve aktörlerin katılımını sağlamayı) hedefleyen mekanizmalardan birisidir. Böyle bir yapı aracılığı ile kentin yerel potansiyeli ve rekabet üstünlüğüne sahip sektörleri belirlenir. Ekonomik yaşamın ve istihdamın geliştirilmesi için uzun vadeli önlemler öngörülür. Yerel ve bölgesel ekonominin kalıcılığı ve sürdürülebilirliği konusunda çerçeve planlamalar yapılır. Uygar bir yaşam için kent toplumunun ortak ihtiyaçlarının karşılanabileceği fiziki mekânların belirlemesi yapılır. Demokratik hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi, kentli bireylerin bilgi, beceri ve deneyimlerinin geliştirilmesi için çalışmalar ve bunların koordinasyonu planlanır. Kentte fırsat eşitliği ve sosyal adaletin sağlanması için çok boyutlu hazırlık yapılır. Özetle; yerel kalkınma platformunun hedefi; kentin ekonomik sosyal ve kültürel gelişim hedeflerinin ‘etkili, verimli ve katılımcı’ biçimde saptanması ve bunun yönetilmesidir. (Yarınki yazımda konunun diğer ayrıntıları ile devam edeceğim.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder