16 Haziran 2010 Çarşamba

Siyaset ve Rant

Siyaset ve Rant

Gürcan Banger

2011 Genel Seçimi yaklaştıkça siyaset vitrininin eski ve yeni isimlerle yeniden süslenmeye başladığını görüyoruz. Bir yandan yeni kurulan partilerin genel başkanları ve üst düzey yöneticilerini kentte görmeye başlarken, siyasal ikbal bekleyenlerin de kendilerine parti beğendiklerini izliyoruz. Bu sıralar müstakbel iktidar olarak görünen siyasal partilere rağbet pek fazla… Hiç kuşkusuz; siyaset, sadece kişinin kendisini siyaset için ‘biçilmiş kaftan’ kabul etmesi ile şekillenmiyor. Siyasetin rant dağıtma mantığı ve sistematiği, parlamento koltuklarının belirlenmesinde daha etkili oluyor.

Siyaset ve rantın birlikte oluşturdukları yapıya biraz daha yakından bakalım. Temsili demokrasilerde siyaset alanında yer alan faktörler; siyasetçiler, bürokratlar, çıkar ve baskı grupları ile seçmenlerden oluşur. Özellikle baskı ve çıkar grupları ile devlet (özellikle bürokrasi) arasındaki ‘zorlanmış’ bir ilişki türünden söz edebiliriz.

Kira geliri gibi herhangi bir çalışma (iş) yapmadan elde edilen gelire “rant” adı verilir. Ekonominin kendi işlerliği içinde arz ve talep ilişkilerine göre oluşan rant türüne ise “gerçek rant” adı verilir. Devletin bazı ekonomik faaliyetler üzerine kısıtlamalar koyması veya bazı ekonomik etkinliklerin bizzat devlet tarafından yapılması ile oluşan ranta ise “yapay rant” adı verilir. Örneğin döviz kuru devlet birimleri tarafından belirleniyorsa ve siz dövizde olabilecek değişimleri önceden biliyorsanız, bu yolla devletin yarattığı yapay ranttan avantajlar elde edebilirsiniz. Örneğin devletin vereceği teşviklerden önceden haberdar olursanız, yapacağınız ön hazırlıkla bu teşvikin kaymağını yiyebilir (yani normal kazanç dışında rant) elde edebilirsiniz. Eğer belediyenin imar konusunda yapacağı bir değişiklik sonucu değer kazanacak araziler konusunda önceden bilgi sahibi olursanız, bu haber yaygın olarak bilinmeden ilgili yerden ‘arazi kapatarak’ fazladan kazanç sağlayabilirsiniz. Ülkemizde servet kaynaklarından birisi olarak kullanılan yapay rant türlerine daha pek çok örnek vermek mümkün.

“Rant kollama”, devlet içinde ve / veya dışında bazı çıkar gruplarının devlet tarafından yaratılmış yapay rantı kendilerine aktarma çabalarıdır. Rant kollama, çıkar gruplarının devlette birikmiş olan değerleri kendilerine aktarmak üzere ciddi büyüklüklerde maddi kaynak harcadıkları bir alanın adıdır. Bir başka deyişle; rant kollama, devletten ekonomik veya sosyal çıkar elde etmek isteyen baskı veya çıkar gruplarının yaptıkları etkinlikler ve harcamalardır. Devlette birikmiş rantın çıkar çevrelerine aktarılmasında en etkin rollerden birisini (devlet erkini elinde tutan) siyaset oynar.

Yapay rant beklentisi içinde olan gruplar çeşitlilikler gösterir. İktidardaki siyasi partinin (veya partilerden birisinin) üye veya yandaşları, yönetim kademelerine seçilmiş siyasetçilerin akraba ve yakınları, bürokratların yakın çevreleri, etnik ve hemşehri grupları, devletle (ihale benzeri) iş yapan kişi ve firmaların devletten yapay rant elde etmek için girişimlerde bulundukları bilinir.

Devletten birikmiş kaynakların yapay rant aracılığı ile dışarıya aktarılmasında çıkar ve baskı gruplarının yönetimin bazı pozisyonlarında “iç ortakları” olabildiği gözlenmiştir. Örneğin siyasi ilişkiler nedeniyle üst düzey bir makamın danışmanlığına gelen bir kişinin kendi özel sektör firmasına devletten iş ve kaynak yönlendirdiği çokça görülür. Bu “iç ortaklar” aracılığı ile devlet içi işleyişine ve kaynak birikim noktalarına ilişkin bilgi dışarıya sızdırılır. Böylece çıkar grupları için rant kollama girişimlerine yönelik çalışma hedef ve konuları belirlenir.

Rant kollamanın bize özgü ‘yaratıcı’ türleri dışında Dünya’da iyi bilinen türleri de var. Bunlardan birincisi devlet tarafından verilen ayrıcalıklara yönelik olarak yürütülen “tekel (monopol) kollama” yaklaşımıdır. Yine (merkezi veya yerel) devletin denetiminde fiyat tarifeleri ile ithalat vergi oranlarına yönelik olarak yürütülen rant çalışmalarına “tarife kollama” adı verilir. Bu yaklaşımda devlete etki edilerek bazı grupların çıkarlarına uygun fiyatların ve ithalat vergi oranlarının oluşması sağlanır. İthalat işlemlerine yönelik olarak yürütülen “lisans kollama” ve “kota kollama” yaklaşımlarından da söz edebiliriz.

Bizde iyi bilinen türler arasında devletçe verilen teşviklerin özel bir yeri vardır. Faizsiz veya düşük faizli krediler, tarım ürünleri için destekleme alımları, vergi istisna ve muafiyetleri ülkemizde görülen rant kollamanın önemli unsurları arasında olmuştur. İşte; bu ve benzeri konularda rant kollama ile siyaset, uyum içinde ve gayet paylaşımcı bir tarz ile yaşar giderler.

Bir de; toplumumuzda alışılmış bir tür olan devletin sosyal ve mali yardımlarının siyasi yandaşlara, bazı kültürel gruplar ile akraba, hısım ve göçmen hemşehrilere aktarıldığı (teknik olarak “altruizm” denen) türü akıldan çıkarmamak gerekir.

Önümüzdeki yılın siyaset için bir gündönümü olması şiddetle muhtemel… Ama 2001’in herkese gönlünden geçeni vereceği de biraz kuşkulu. Parlamentonun koltukları için talep hızla artarken, bu yarışı ön saflarda bitirmek adaylar açısından hiç kolay değil. 2011 yılı, siyasetin ve rantın yeni taliplilerini gündeme taşıyacak. Diğer yandan kanımca önümüzdeki yıl, aynı zamanda sert siyaset ve gerginlik rüzgârları ile geçecek bir yıl olacak. Seçime doğru akıp giden zaman diliminde bunları birlikte izleyeceğiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder