14 Ocak 2011 Cuma

Yerelde Demokrasi

Yerelde Demokrasi

Gürcan Banger

Nedir demokrasi? Halkın egemenliği temeline dayanan yönetim biçimi… Bu tanımlama, demokrasinin kurulup işletilmesi mümkün mü? Kolay değil. Bir bina inşa etmekte olduğu gibi demokrasiyi kurmak zaman ve kaynak gerektiriyor. Diğer yandan demokrasiyi var etmenin ve sürdürülebilir kılmanın en önemli gereği, bu yönlü niyetin olması… Sonra da bu niyeti kurumsallaştırmak lazım.

Demokrasi, pek çok kavram ve kurum gibi sürekli değişen bir özelliğe sahip. Günümüzde demokrasinin içeriğinde katılım ve çoğulculuk boyutlarında ciddi açılımlar oldu. Ülkemize henüz yeterli ölçüde yansımamakla birlikte; bu açılımlar, kendilerine devlet yönetiminden sivil toplum kuruluşlarına, ekonomik işletmelerden ev yaşamına kadar pek çok alanda uygulama imkânı buldu. Yeni demokratik açılımların en özgün uygulamaları ise yerel yönetimler alanında gerçekleşti. Demokrasi anlayışındaki değişimleri gerçek yaşama taşıma anlamında Brezilya’da Porto Allegre uygulamaları, bir başarı öyküsü olarak gıpta ile bakılan örnek oldu.

Yerelde yönetim anlayışının pek çok farklı türünden söz edebiliriz. Örneğin belediye başkanının kişiliği ile özdeşleşen örnekler vardır. Bir başka durumda başkan yine önde olur ama yönetim süreçlerinde bir uzmanlar oligarşisinin hegemonyası da mevcuttur. Değişen demokrasi anlayışına uygun olarak gözlenen bir başka örnek ise katılımcılık ve çoğulculuk üzerine kurgulanır. Gelişmiş demokrasi anlayışının bir tezahürü olarak ortaya çıkan bu örneği, yerel yönetişim veya yerelde birlikte yönetim olarak isimlendirebiliriz.

Yerel yönetişimin dayanak noktası, kentte mevcut olan aktör ve paydaşlarla yönetim erkinin sağlıklı ilişkiler geliştirmesini gerekli görür. Kent hakkında alınacak kararların birlikte verilmesi için mekanizma ve süreçler geliştirilir. Bunların geliştirilmesi için (yasalara uyulmakla birlikte) mevcut mevzuat veya düzenleme eksikliği, bir engelleme ve kısıtlama vesilesi olarak öne sürülmez. En önemlisi; yerel yöneticiler, katılıma ve çoğulculuğa yürekten inanırlar; bu inancın gereğini yerine getirmek için de somut uygulamalar geliştirirler. Bu bağlamda kent yöneticisinin demokrasi anlayışının doğrulanmasının dayanakları, bu yönlü geliştirdiği, geliştirilmesine destek ve katkı verdiği başarı öyküleridir.

Birlikte yönetim için mekanizmalar geliştirilmesinden söz edince; çevremizde gözlenen uygulamalara da bir göz atmak gerekir. Çoğu zaman yerel yöneticinin değişik devlet birimlerini veya meslek örgütleri ile sivil toplum kuruluşlarını ziyaret etmesi bir mekanizma olarak anlaşılır. Bir başka içeriksiz örnek, yaz aylarında okul bahçelerinde yapılan gösteri veya eğlencelerdir. Mahalle meclisi olarak isimlendirilmekle birlikte bunlar da (bazen yanlışlıkla kimi zamanda saptırılarak) bir katılım mekanizması olarak algılatılmaya çalışılır.

Demokrasi kültürünün geliştiği ülke ve toplumlarda demokratik çoğulcu katılımın sağlanması için geliştirilmiş gerçek mekanizmalar görmek mümkündür. Bunlar arasından sadece kent konseyleri ülkemizde uygulamaya geçirilmeye çalışılmakla birlikte; pek çok yerleşimde başarısız örnekler olarak kalacak gibi görülmektedir.

Katılımın ve çoğulculuğun sağlanması için kullanılan ve en çok bilinen uygulamaların başında kamuoyu yoklamaları gelir. Muhtarlarla yapılacak ortak çalışmalar, kararların çok-kültürlülüğü yansıtacak ve katılımı sağlayacak bir niteliğe katkı yapmasını sağlayabilir. Yine yerleşim ölçeğinde bazı konularda referandum uygulamaları yapmak değerli sonuçlar üretebilir.

Toplam kalite yönetimi felsefesinin kalite çemberlerini, kentin geleceğinin şekillenmesinde planlama çemberleri olarak kullanmak mümkündür. Yine kentin değişik aktörlerini katarak düzenli olarak kent ve sektör şuraları yapmakta yarar olabilir. Çevre, kültürel koruma veya insan hakları gibi uzun soluk gerektiren çalışmalarda yurttaş kurulları uygulamaları bilinmektedir.

Yaklaşan bir genel seçim süreci var. Muhtemelen gündemimiz yine temelsiz proje önerileri ile dolacak. Dilerim; bu seçim süreci çok daha vizyoner, planlı, halkı gerçekten dikkate alan ve sürdürülebilir katılım için umut veren bir seçim dönemi olur. Belki de; seçim sonrası bu süreçten daha önemli… Ülkeye ve şehre hizmet adına söz verenler (kazansalar da, kaybetseler de) seçim sonrasında birdenbire ortadan kayboluveriyorlar. Sanırım; iyi günde veya kötü günde ama her durumda görünür ve bulunur olanı seçmek lazım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder