18 Ağustos 2010 Çarşamba

Yaratıcı Kent

Yaratıcı Kent

Gürcan Banger

Bir süredir “kentte sanat” konulu bir yazı yazmak istiyordum. Biraz daha odaklanırsam, sanatın her alanı üzerine görüş belirtmekten daha çok edebiyat üzerine odaklanmayı düşünüyordum. Kentimizde sanat ve kültür odaklı bazı sivil toplum kuruluşları var. Yerel yönetimler de sürdürülebilir biçimde olmasa da; edebiyat ile sanatın diğer dallarına ilgi göstermeye gayret ediyorlar. Özellikle edebiyatın bazı alanlarında eserler üretme çabası içinde olan sanatçılar var.

Sanırım; şiir, edebiyat dalları arasında özel bir ilgi görüyor. Az sayıda da olsa öykücüler ile roman yazarları da kentimizde yaşıyor. Böyle bir yazı kurmaya çalışırken, aklımda olanlardan birisi, hızlı bir gelişim gösteren bu kentin sanat ve edebiyat alanında biraz düşük tempolu ilerlediği yönü idi. Kentin sanat ve edebiyat yaşamının nasıl geliştirilebileceği konusunda kendime sorular sormaktaydım.

Sorularımın odak noktasını, tek tek bireylerin kendi düşük tempolu sanat yapma gayretlerini sistemli bir üretime dönüştürme fikri üzerine kurgulamıştım. Sıradan şiir veya öykü okuma günleri ya da ünlü kabul edilen kişinin konuşmaya çağrılmasının ötesinde yapılabilecekler olmalıydı. Böyle bir süreci düşünmeye çalışırken Charles Landry ile karşılaştım.

Charles Landry, 1948 yılında doğmuş; İngiltere, Almanya ve İtalya’da eğitim görmüş. İsminin bilinmesi ise özellikle “Yaratıcı Kent: Kentsel Yenilikçiler İçin Araş Kiti (Creative City: A Tookit for Urban Innovators)” isimli ve 2000’de basılan kitabından kaynaklanıyor. Yaptığım küçük araştırmada kitabın Türkçe basımını bulamadım. Basıldıysa da bilgisine erişememiş olabilirim. 2001’de basılmış “Dönüm Noktasında Kültür (culture@the crossroads)”, 2004’te basılmış “Hızlı Sularda Gitme: Karmaşık Bir Çağda Kentsel Yaşam (Riding The Tides: Urban Life in an Age of Complexity)” ve 2006’da basılmış “Kent Yaratma Sanatı (The Art of City Making)” gibi başka kitapları da var.

1978 yılında yaratıcılık, kültür ve kentsel değişim konusunda çalışmalar yapan Comedia isimli düşünce birimini (think tank) kurmuş. Landry, ‘yaratıcı kent’ kavramını 1980’li yıllarda kurgulamaya başlamış. O dönemde dikkati çeken önemli ekonomik ve sosyal değişimler Landry’de yaratıcı kent fikrini oluşturmuş.

2010’nun Nisanında bir konferans vermek üzere Türkiye’ye (İstanbul’a) gelen Landry için yapılan takdimden bir alıntı yapmak isterim: “Son 20 yılda kentler ve bölgeler önemli ölçüde değişim gösterdi. Barselona, Melbourne, Chicago veya İstanbul'un yeniden yaratımları bu değişimi sembolize etmekte. Dünyanın her yerinde değişik büyüklükteki kentler, küreselleşmenin şiddeti ve kentsel hiyerarşideki değişimler nedeniyle derin bir dönüşüm süreciyle karşı karşıyalar. Her kentsel-bölge ekonomisini bilgi yoğun bir zemine taşımak ve kendisini küresel alanda merkeze yerleştirmek için, amacını ve rolünü gözden geçirmek, bu yeni yapılanmada kaynaklarını yeniden tanımlamak zorunda. Bu süreçte kaynaklar-başta kültür, yetenek ve yaratıcılık olmak üzere- yeniden değerlendirilmekte. Bu bağlamda, bir zamanlar çelik, kömür veya sınaî yetkinlik nasıl geçer akçe idiyse, yaratıcılık kaynakları da bugün aynı rolü oynamakta.“

“Landry, 'Kentlerin geleceğinde yaratıcılığın, kültürün, kültürel mirasın, sanatın, tasarımın veya kültür altyapılarının değeri nedir?' sorusunun geçerliliğini yitirdiğine dikkat çekmekte. Şimdi sorulması gereken şudur: 'Kültürü, tasarımı, kültürel mirası, sanatı veya kültürel altyapıyı düşünmemenin bedeli nedir?'”

“Sanayi kenti, donanıma odaklanan bir düşünce sisteminin ve 'mühendislik kültürünün’ ürünüdür. Buna karşıt olarak bir 'yaratıcı kent' meydana getirmek; her türlü somut ve somut olmayan değeri tanımlama, kullanma ve öne çıkarmaya odaklanmakta, kenti bu değerler sayesinde kalkındırmaya çalışırken aynı zamanda kentlilerin refahını yükseltmeyi amaçlamaktadır.”

“Charles Landry, kentlerin hayal güçlerini ve düşüncelerini tetikleyerek, potansiyellerini ortaya çıkarmalarına yardımcı olacak çalışmalar yapmaktadır. Karar mercileri ve yerel yöneticilerle yakından çalışarak ve bu süreçte 'önemli bir arkadaş' rolüne bürünerek, şehirlerin daha iyiye dönüşebilmeleri için ilham verir ve yardım eder. Yenilikçiliğin ve geleneğin harmanlanması, refahı ve toplumsal kaynaşmayı ya da yerel özgünlükler ile küresel uyumu dengelemek gibi aşılması zor kentsel ikilemlere orijinal çözümler üretmek konusunda yardımcı olur. Yaratıcı gelişim ve kentlerin geleceği konusunda uluslararası bir otorite olarak görülen Landry, özellikle yerin kültürünün -benliğinin ve özgüveninin- artırılması ile ekonomiyi nasıl canlandıracağı ve güçlendireceği konusunda uzmandır. 1978 senesinde kurduğu 'Comedia', Avrupa'da yaratıcılık, kültürel ve şehir değişiklikleri konusunda yüksek derecede saygı duyulan bir danışmanlık şirketi olarak bilinmektedir. Comedia ile beraber yüzlerce projede çalışmış olup, Arnavutluk’tan Yemen'e kadar 45'i aşkın ülkede konferans vermiştir. 200'e yakın devlet ve özel sektör projelerini başarı ile tamamlamıştır.”

Yazıya sanat ve edebiyat kaygısı ile başlamıştım. Yaz aylarındayız. Buna Ramazan ayının durgunluğu da eklendi. Eylül – Ekim aylarında kentin kültürel yaşamı tekrar eski canlılığını bulur. Bu süreçte özellikle edebiyat alanında çalışanların birlikteliğini ve yaratacakları sinerjiyi görmek isterim. Kentimizin edebiyat alanında alması gereken yol olduğu kanaatindeyim. ‘Avrupa Kenti’ iddiası olan bu kentte gerçek anlamda bir edebiyat çevresi var mı? Varsa daha etkin ve verimli olması gerekmez mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder