4 Eylül 2010 Cumartesi

Bölgesel Kalkınmayı Tartışmak - 2

Bölgesel Kalkınmayı Tartışmak - 2

Gürcan Banger

Bölgesel kalkınmanın anahtar terimlerinden birisi, halkın katılımı ilkesidir. Bölgesel kalkınma planlarının başarılı olması, ancak o bölgede yaşayan insanların doğrudan kararlara ve faaliyetlere katılmasının sağlanması ile elde edilir. Katılım sağlamayan projeler, genelde sürdürülebilme ve yayılma özelliğine sahip olmaz.

Halkın katılımı, bölgenin yönetiminden sorumlu kamu birimleri yanında burada yaşayan insanların katılımını ifade eder. Eğer varsa, bölgeyle ilgili sivil toplum örgütlerinin de kalkınma karar ve faaliyetlerine katılması sağlanmalıdır. (Yeni müttefikler…) Düzenli ve üretken çalışma biçimlerine alışkın olmayan topluluklarda geniş katılım, genelde verimsizliğe ve sonuçsuzluğa neden olur. Bu nedenle katılımlı etkinliklerde faaliyetin nasıl yönetileceği, sürdürüleceği, sonuca nasıl ulaşılacağı ve katılımcıların nasıl katkı koyacağı belirlenmelidir.

Bölgesel kalkınmanın makro (büyük) ve mikro (küçük) ölçekli olmak üzere iki boyutu vardır. Makro ölçekli kalkınma yaklaşımı, merkezî devletin sorumluluğunda olan bir konudur. Mikro ölçekli kalkınma ise doğrudan o bölgede mevcut yönetim birimleri ve halkla ilgilidir. Bölgede yaşayan insanlar olarak; bizim sorumluluk alanımıza giren konu, mikro ölçekli kalkınmadır. Ama makro ölçeği göz ardı ederek, sadece mikro önlem ve projelerle bölgesel kalkınmanın gerçekleşeceğini de hayal etmemek gerekir. Bugüne kadar dünya ölçeğinde yapılmış mikro ölçekli kalkınma yaklaşımlarından edinilebilecek bazı dersler vardır. Mikro çalışmalardan sorumlu olan kişi ve kuruluşlar kendileri de kaynak yaratmaktan halkın yeni katılım modellerini bulmaya kadar kendi deneyimlerini üretmelidirler.

Buraya kadar anlattıklarımı özetleyen bazı ilke ve faaliyetler vereyim. Taktik değil, strateji geliştirin. Stratejilerin nasıl üretilebileceğini öğrenin. Stratejilerin üretilmesine bölgesel kalkınmada yer alacak tüm unsurların katılmasını sağlayın. Halk adına değil, halkla birlikte ve onların anlayacağı bir dil ile yapılmasını sağlayın.

Değişim için planlamayı ve yönetimi geliştirin. Analiz etme, planlama, iletişim kurma, görüşmeler yapma, amaç belirleme, kaynak yaratma, bütçeleme gibi unsurları tam olarak yönetip denetlemeden bölgesel kalkınma projelerinin başarılı olması beklenemez. Mevcut yapıyı güçlendirin. Merkezî yönetimin yerel yapısı veya yerel yönetim, bölgesel kalkınma gerekleri için yetersiz olabilir. Halkın ve sivil toplum kuruluşlarının katılımı ile alternatif yapıların oluşması sağlanabilir. (Meclisler, konseyler, komiteler…)

Yeni müttefikler / katılımcılar bulun. Kimlerin bölgesel kalkınmanın ortağı olabileceği (paydaş analizi), üzerinde özel olarak düşünülmesi gereken bir konudur. Herkesin rolünü doğru tanımlayın. Bölgesel kalkınmada yer alacak tüm kişi ve kuruluşların rolleri doğru tanımlanmalı ve bu role ikna edilmelidirler. Yeni ortaklıklar geliştirin. Yeni ortaklar; hibe / kredi fonları kaynaklı projelerinize destek olabilecek kuruluşlar olduğu gibi özel sektör firmaları da olabilir. Sosyal sorumluluk denen yeni bir anlayış, özel sektör kuruluşlarını daha fazla etkilemeye başlamıştır. İkna edebileceğiniz büyük şirketler bulabilirsiniz.

Bölgesel kalkınmayı kendi koşullarınızda yeniden tanımlamayı düşünün. Kendi bölgenizle / yörenizle ilgili yaratıcı yaklaşım ve çözümler bulmanız muhtemeldir. Bunu başarabilmek için konuya farklı bakış açıları ve farklı sorularla yaklaşmak gerekir. Farklılık yaratmanın, bu çağın anahtar kavramı olduğunu hatırlayın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder